4 Kasım 2015 Çarşamba

Mandalina

 
   Ben öyle girişli gelişmeli sonuçlu yazılar yazamam. Yazmam yani sevmem... Kompozisyonum iyidir, çok iyidir hatta ama ben konuya pat diye girmeyi severim. Olayın sonunda ne olacak kestiremezsin. Sevdim mi tam severim, sildim mi de bir anda işte! Bana ağam paşam dersen ben seni padişah bellerim, ama sen beni yalandan canım cicim diye adlandırırsan ben en başta yiyormuş gibi yaparım, ama yemem canım benim, ben sana bir eşya kadar bile değer vermem, böcek gibi de ezerim...
    Napiim bu yaştan sonra değişecek değilim ya, şu saatten sonra susmayı öğrenemem ya, kabullenmeyi ögrendim orası net, ama ben hiçbirzaman size ses çıkarmamayı öğrenemedim.
    Mandalina var mesela, kokusuna müptela olduğum ama yemesini pek sevmediğim. E ama sen mandalina diilsin ki! Öyle körü körüne kimseyi de sevmem zaten az severim, öz severim. Seviyorsam benimle ol isterim. 2. ye kadar da sabrederim, 3. de yol veririm. Sonra mandalina halinle portakal kadar büyütsen yüreğini... Neyse burada toparlayamadım cümleyi, anladın ama sen beni...
    Sahi bir de kendini gerçekten ağa paşa zannedenler var şu devirde, sizlerin sadece muhteşem yüzyıla fazla kaptırdığınızı düşünüyorum kendinizi, yoksa bu işin başka bir açıklaması olamaz. O ne hava, o ne özgüven patlaması, o ne eziklik diyeceğim lütfen kusura bakmayın kendisini etrafındakilerden üstün görenlerden başka kimseye kullanmadım şu kelimeyi. Çok kişi görüyoruz hepinizin çocuğu var hemen alın bir balonu elinize şişirin şişirin şişirin sonra batırın iğneyi paaaaatttt! Yani düşünsene kelebeğin ömründen bile kısa, sadece bir iğneye bakıyor çakma hayatın. O yüzden canım fazla kaptırma kendini, gerçek hayat o değil, havanın sönmemesi için yapacak tek şeyin var o da hava yapmamak. 
   Neyse sonuç yok işte bakın ben yazarım böyle ara ara öperim hepinizi herkese iyi geceler😄😄😄😙

PELİN